[ad_1]
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.
27.01.2023 tarihinde TBMM
Başkanlığı’na sunulan Bazı
Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifinde yer alan vergiye ilişkin
düzenlemeler ana başlıklar itibarıyla
aşağıdaki gibidir.
1. Kesinleşmiş Alacaklar (Madde 2)
Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret
Bakanlığına, il Özel idarelerine, belediyelere
ve YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerince takip
edilen kesinleşmiş amme alacakları ve belediyelerin
ve büyükşehir belediyeleri su ve kanalizasyon
idarelerinin kesinleşmiş bazı
alacaklarının hangi şartlarla
yapılandırılacağı
düzenlenmektedir.
Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, Kanunun
yayımı tarihi itibarıyla vadesi geldiği
hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi
henüz geçmemiş bulunan; vergiler ve vergi
cezaları, idari para cezaları, 6183 sayılı
Kanuna göre takip edilen alacaklar, gümrük vergileri
ve idari para cezaları ile bu alacaklara ilişkin her
türlü faiz, zam, gecikme zammı, gecikme faizi,
gecikme cezası gibi fer’i alacakların
yapılandırılmasına ilişkin
hükümler yer almaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında,
ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk
eden alacakların da kesinleşmiş alacak olarak
yapılandırılacağı
düzenlenmiştir.
Maddenin dördüncü fıkrasında, her bir
taşıt için Kanun kapsamında ödenecek
olan motorlu taşıtlar vergisi, taşıta
ilişkin idari para cezaları ile geçiş
ücretinin en az %10’unun ödenmesi şartıyla
taksit ödeme süresince fenni muayene izni verileceği
belirtilmektedir.
Maddenin beşinci fıkrasıyla, tütün
mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı ve
alkollü içkilerin üreticileri ve
ithalatçılarının, ürünlerinde
kullanmaları gereken özel etiket ve işaretleri
kullanabilmeleri için Kanun kapsamında
yapılandırılan ve vadesi 1/3/2016 tarihinden sonra
gelen Özel Tüketim Vergisi Kanununun (III)
sayılı listesinin (A) ve (B) cetvellerinde yer alan
ürünlere ilişkin özel tüketim vergisi ve
vadesi 1/10/2020 tarihinden sonra gelen katma değer vergisi
ile bu vergilere ait beyannameden doğan damga vergisinin
tamamının ödenmesi şartı
getirilmiştir.
Maddenin yedinci fıkrasında, belediyelerin su,
atık su ve katı atık ücretleri ile sunduğu
bazı hizmetlerden kaynaklanan ücret alacaklan ile
aldığı bazı payların
yapılandırılması düzenlenmiştir.
Maddenin sekiz ve dokuzuncu fıkralarında,
büyükşehir belediyelerinin katı atık
ücretleri ile su ve kanalizasyon idarelerinin su ve atık
su bedeli ile harcamalara katılma payı
alacaklarının yapılandırılması
düzenlenmiştir.
Maddenin onuncu fıkrasında, YİKOB’ların
Kanun kapsamındaki alacaklarının
yapılandırılması düzenlenmiştir.
Maddenin on birinci fıkrasında, madde
hükmünden yararlananların ayrıca 213
sayılı Kanunun 376 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendi ile 379 uncu
maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen indirimlerden
yararlanamayacağı düzenlenmiştir.
Maddenin on ikinci fıkrasında, madde
hükmünden yararlanmak isteyen borçluların
maddede belirtilen diğer şartların yanı
sıra dava açmamaları,
açılmış davalardan vazgeçmeleri ve
kanun yollarına başvurmamaları gerektiği
hüküm altına alınmıştır.
2. Kesinleşmemiş veya Dava Safhasında Bulunan
Alacaklar (Madde 3)
Kesinleşmemiş veya dava safhasında bulunan amme
alacaklarının ne şekilde
yapılandırılacağına ilişkin
hükümler düzenlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasıyla, Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde
dava açılmış ya da dava açma
süresi henüz geçmemiş olan ikmalen,
re’sen veya idarece yapılmış vergi
tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin
tahakkukların yapılandırılması, ikinci
fıkrasında Kanunun yayımı tarihi
itibarıyla ilgisine göre istinaf veya temyiz
süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz
yoluna başvurulmuş ya da karar düzeltme talep
süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna
başvurulmuş olan ikmalen, re’sen veya idarece
yapılmış vergi tarhiyatları ile
gümrük vergilerine ilişkin tahakkukların
yapılandırılması düzenlenmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında,
sadece vergi cezalarına/gümrük
yükümlülüğüyle ilgili idari para
cezalarına ilişkin olarak dava
açılmış olması hâlinde
ödenecek tutarla ilgili düzenleme
yapılmaktadır.
Maddenin dördüncü fıkrasında, Kanun
kapsamındaki idari para cezalarından ihtilaflı
olanların yapılandırılması
düzenlenmiştir.
Maddenin beşinci fıkrasında. Kanun
kapsamındaki ecrimisillerden ihtilaflı olanların
yapılandırılması düzenlenmiştir.
Maddeye göre ödenecek alacakların tespitinde esas
alınacak olan en son kararın, tarhiyata/tahakkuka/idari
yaptırım kararına/ecrimisile ilişkin
ihbarname/düzeltme ihbarnamesine yönelik verilen ve bu
Kanunun yayımı tarihinden önce taraflardan birine
tebliğ edilmiş olan karar olduğu belirtilmek
suretiyle Kanun uygulamasında hangi kararın esas
alınacağına dönük temel ilke
belirlenmektedir.
Maddenin on birinci fıkrasında, bu madde
hükmünden yararlanmak için başvuruda bulunan
ancak bu Kanunda belirtilen ödeme şartını
yerine getirmeyen borçlulardan ilk tarhiyata/tahakkuka/idari
yaptırım kararına/ecrimisile ilişkin
ihbarname/düzeltme ihbarnamesine göre belirlenen
alacakların başka bir işleme gerek
olmaksızın takip edileceği belirtilerek, Kanundan
yararlanma hakkının kötüye
kullanılmasının önüne geçilmesi
amaçlanmıştır.
3. İnceleme ve Tarhiyat Safhasındaki
İşlemler (Madde 4)
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak Kanunun yayımı tarihinden önce
başlanıldığı hâlde
tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir
işlemlerine devam edileceği belirtilerek bu safhada
bulunan alacaklar da Kanun kapsamına
alınmıştır.
Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen
vergilerin yapılandırılması düzenlenmekte
ve maddeden yararlanma, ihbarname tebliğine bağlı
başvuru ve ödeme süreleri belirlenerek kurala
bağlanmaktadır. Ayrıca, Kanundan yararlanmanın
genel başvuru süresi içinde tebliğ edilen
ihbarnameler için farklı başvuru süresi ve
buna bağlı olarak birinci taksit ödeme süresi
belirlenmiştir.
İştirak nedeniyle kesilen vergi ziyaı
cezaları, vergi aslına bağlı olarak
hesaplanmakta ise de verginin mükellefi ile cezaya muhatap
olan kişiler farklıdır. Bu nedenle bu fiiller
için cezaya muhatap olanların madde hükmünden
yararlanma şartları farklı bir şekilde
belirlenmiştir.
Kanunun kapsadığı dönemlere ilişkin
olarak, Kanunun yayımı tarihinden önce
pişmanlık talebiyle veya izaha davet kapsamında
verilip, ödeme yönünden şartların ihlal
edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen
beyannameler için kesilen ve bu Kanunun yayımı
tarihi itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi
cezaları hakkında bu madde hükümlerinin
uygulanacağı hüküm altına
alınmıştır. Ayrıca, asla bağlı
olan vergi cezalarının tahsilinden
vazgeçilebilmesi için verginin bu Kanunun
yayımı tarihinden önce ödenmiş olması
veya bu Kanunun 2 nci maddesine göre ödenmesi
şartı getirilmiştir.
Diğer taraftan, bu Kanunun kapsadığı
dönemlere ilişkin olarak, Kanunun yayımı
tarihinden önce tamamlandığı hâlde bu
tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına
intikal eden takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme
raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ
işlemlerinin yapılması ve maddede belirlenen
tutarın, belirtilen süre içinde ödenmesi
şartıyla bu Kanun hükümlerinden
yararlanılması sağlanmıştır.
Ayrıca, mükelleflerin bu madde hükümlerinden
yararlanabilmeleri için maddede belirtilen süre ve
şekilde ödeme yapmaları ve dava
açmamaları şartı getirilmiştir.
Kanunun yayımı tarihi itibarıyla 213
sayılı Kanunun tarhiyat öncesi uzlaşma
hükümlerine göre uzlaşma talebinde
bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya
da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi
ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş
alacaklar da bu madde hükmünden
faydalandırılmıştır.
Öte yandan, Kanunun 3 üncü maddesi ile bu madde
hükmünden yararlanan mükelleflerin, 213
sayılı Kanunun uzlaşma, tarhiyat öncesi
uzlaşma, vergi cezalarında indirim, 4458 sayılı
Kanunun uzlaşma, 5326 sayılı Kanunun peşin
ödeme indirimi ve 2886 sayılı Kanunun 75 inci
maddesindeki indirim hükümlerinden
yararlanamayacağı belirlenmiştir.
Maddede incelemeye başlama tarihinin, 213 sayılı
Kanunun 140 ıncı maddesine göre tayin
olunacağı düzenlenmiştir.
Maddenin onuncu fıkrası ile Kanunun
kapsadığı dönemlere ilişkin olarak Kanunda
belirtilen başvuru süresi içinde
pişmanlıkla veya kendiliğinden yapılacak
beyanlara ilişkin düzenlenme yapılmaktadır.
Ayrıca, izaha davet kapsamında yapılacak beyanlar da
bu fıkra kapsamında
yapılandırılabilecektir.
Onuncu fıkranın (b) bendi ile 31/12/2022 tarihinden
önce verilmesi gerektiği hâlde Kanunun
yayımı tarihine kadar verilmemiş olan emlak vergisi
bildirimlerine ilişkin düzenleme
yapılmıştır.
Maddenin on birinci fıkrasında, 193 sayılı
Gelir Vergisi Kanununun mülga 64 üncü maddesinde
sayılan diğer ücret gelirleriyle ilgili olarak gelir
vergisi tarh edilmeyeceği, vergi cezası
kesilmeyeceği, tarh edilmiş vergilerin ve kesilmiş
cezaların terkin edileceği ve tahsil edilmiş
olanların ise iade edilmeyeceği
düzenlenmiştir.
4. Matrah ve Vergi Artırımı (Madde 5)
Kanun Teklifinin 5. maddesiyle, matrah ve vergi
artırımı düzenlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasıyla mükelleflerce
çeşitli sebeplerle noksan beyan edilmiş ya da
beyan dışı bırakılmış
geçmiş yıl gelirlerinin belli oran ve tutarlar
dâhilinde beyan edilmesi sağlanmaktadır. Bu
şekilde beyan edilecek gelirlere uygulanacak oran ve
tutarların tespitinde ekonomik gelişmelere paralel olarak
tespit edilen matrahlar esas alınmıştır.
Böylece mükelleflere, 213 sayılı Kanunda yer
alan vergi cezaları ve gecikme faizlerine muhatap olmadan
vergilerini ödeme imkânı sağlanmakta ve
artırımda bulunulan vergiler ve dönemler için
artırılan vergilerin ödenmesi şartıyla
vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması
düzenlenmektedir.
Ayrıca, matrah artırımında bulunan
mükelleflerin beyan edecekleri ve üzerinden vergi
hesaplanacak matrahlar için asgarî tutarlar
belirlenmekte, daha önce zarar beyan edilmiş olması
veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya
da hiç beyanname verilmemiş yahut ilgili yıllarda
faaliyette bulunulmuş veya gelir elde edilmiş olsa da bu
faaliyetlerin ve gelirlerin vergi dairesinin bilgisi
dışında bırakılmış olması
nedeniyle matrah bulunmaması halleri ile mükellefler
tarafından beyan edilen matrahlara uygulanan oranlar sonucu
bulunan matrahlara alt sınır getirilmektedir.
Ayrıca, kurumlar vergisi mükelleflerinin
artırımda bulundukları kurumlar vergisi
matrahlarının yanı sıra 193 sayılı
Kanunun geçici 61 inci maddesine göre vergi
tevkifatına tabi olan kazanç ve iratları
üzerinden tevkif edilen vergileri de artırmaları
şartı getirilmektedir.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir (stopaj) vergisi ve
kurumlar (stopaj) vergisine ilişkin vergi ve matrah
artırımı hükümleri düzenlenmekte
olup, bu fıkra hükmünden faydalanan mükellefler
nezdinde, artırımda bulunulan vergiyi ödemeyi kabul
ettikleri vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak
artırıma konu ödemeler dolayısıyla gelir
(stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat
yapılmayacağı öngörülmektedir.
Aynı fıkrada ayrıca, Gelir ve Kurumlar Vergisi
Kanunları uyarınca kâr
dağıtımına veya ana merkeze aktarılan
tutara bağlı ödemeler üzerinden
yapılması gereken vergi tevkifatı
hükümlerine istinaden, bu fıkra kapsamında
matrahlarını artıranların, kurumlar vergisi
yönünden de matrah artırımında
bulunmaları gerektiği hususu düzenlenmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla katma
değer vergisi mükelleflerinin vergi
artırımında bulunmaları ve ödemeleri
hâlinde, artırımda bulunduktan dönemler
için haklarında KDV yönünden vergi incelemesi
ve tarhiyatına muhatap tutulmamaları imkânı
sağlanmaktadır.
Artırıma esas alınan tutar, yıl
içinde verilen katma değer vergisi beyannamelerinde
gösterilen “hesaplanan katma değer vergisi”nin
yıllık toplamıdır. Hesaplanan KDV,
indirimlerden önceki vergi tutandır. Artırıma
esas tutar olarak, “ödenmesi gereken KDV” yerine,
“Hesaplanan KDV’nin esas alınmasının
nedeni, indirimler yüzünden bazı dönemlerde
beyannamede ödenecek KDV çıkmamasıdır.
Artırıma esas tutarın daha genel ve objektif bir
tabana dayandırılması ve uygulanabilirliğin
sağlanması amacıyla “Hesaplanan KDV”
tercih edilmiştir.
Mükelleflerin sorumlu sıfatıyla verdikleri KDV
beyannameleri için bu madde hükmünden
yararlanmaları söz konusu değildir. Ayrıca,
sorumlu sıfatıyla beyan edilen vergiler, vergi
artırımına ilişkin yıllık toplam
tutarın hesabında dikkate alınmayacaktır.
Maddede ayrıca mükelleflerin matrah ve vergi
artırımına ilişkin olarak dikkate
alacakları diğer hususlar düzenlenmektedir. Matrah
veya vergi artırımında bulunan ve bu konudaki
şartları yerine getiren mükelleflerin, defter ve
belgeleri incelenmeyecek ve artırıma konu olan vergilerle
ilgili olarak tarhiyat yapılmayacaktır.
Mükelleflerin, defler ve belgeleri üzerinde daha
önce vergi incelemesi yapılmış olması
ilgili yıllar için mükellefler tarafından
matrah veya vergi artırımında bulunulmasına
engel olmadığı gibi idarenin, artırımda
bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi
incelemesi yapma hakkı saklıdır. Matrah ve vergi
artırımında bulunulmasının 213
sayılı Kanuna göre defter ve belgeleri muhafaza ve
ibraz ödevini kaldırmadığı madde metninde
açıkça belirtilmiştir.
Maddede öngörülen bir diğer düzenleme
ise bu Kanuna göre matrah veya vergi
artırımında bulunulmasının Kanunun
yayımı tarihinden önce
başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir
işlemlerine engel teşkil etmeyeceği hususudur.
Ancak, maddede yer alan inceleme yapma hakkına yönelik
hükümler saklı kalmak kaydıyla vergi
incelemeleri ve takdir işlemlerinin Kanunun yayımım
izleyen yedi iş günü içinde
sonuçlandırılamaması hâlinde bu
işlemlere devam edilmeyecektir. Bu süre içinde
sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili
tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate
alınmayacaktır. İnceleme ve takdir sonucu tarhiyata
konu matrah farkı tespit edilmesi hâlinde, inceleme
raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi
dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten
önce matrah artırımında bulunulmuş
olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan
matrah farkı, bu madde hükümleri ile birlikte
değerlendirilecektir.
213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinin (b)
fıkrasındaki “defler, kayıt ve belgeleri yok
edenler veya defler sahifelerini yok ederek yerine başka
yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya
belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen
sahte olarak düzenleyenlerin”, 359 uncu maddesinin
(ç) fıkrasında yer alan fiilleri
işleyenlerin, terör suçundan hüküm
giyenlerin ve haklarında terör örgütlerine veya
Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine
karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen
yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti
veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu
gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya
Mali Suçları Araştırma Kurulu
Başkanlığı tarafından
yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar
kapsamında vergi incelemesi yapılması,
terörün finansmanı suçu veya aklama
suçu kapsamında inceleme ve araştırma
yapılması talep edilenlerin bu Kanunun matrah veya vergi
artırımına ilişkin hükümlerinden
yararlanamayacakları öngörülmektedir. Bununla
birlikte, haklarında, 213 sayılı Kanunun 359 uncu
maddesinin (b) fıkrasında yer alan defler, kayıt ve
belgeleri yok etme veya defler sahifelerini yok ederek yerine
başka yapraklar koyma veya hiç yaprak koymama veya
belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen
sahte olarak düzenleme fiillerinden ve 359 uncu maddesinin
(ç) fıkrasında yer alan fiillerden hareketle
yapılan vergi incelemesi devam edenlerin maddede belirtilen
süre ve öngörülen şekilde matrah veya
vergi artırımında bulunmaları durumunda,
söz konusu vergi incelemesinin tamamlanmasına kadar bu
artırımlara ilişkin olarak tahakkuk
işlemlerinin bekletilmesi ve söz konusu vergi incelemesi
kapsamında bu Kanunun yayımı tarihini izleyen
ayın başından itibaren on iki ay içinde bu
fiillerin varlığının tespit edilememesi
durumunda, mükelleflerin matrah ve vergi
artırımı hükümlerinden
faydalandırılması
öngörülmektedir.
Matrah ve vergi artırımı üzerine hesaplanan
vergilerin aylık dönemler hâlinde azami on iki
eşit taksitte ödenmesi kuralı getirilmektedir.
5. İşletme Kayıtlarının
Düzeltilmesi (Madde 6)
Maddeyle, işletme kayıtlarının
düzeltilmesi düzenlenmektedir.
Maddenin birinci fıkrasıyla, kayıt
dışı faaliyetlerin kayıt altına
alınabilmesi için, işletmelerde mevcut
olmasına rağmen kayıtlara
yansıtılmamış emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşların kayıtlara intikal ettirilebilmesini
sağlayacak düzenleme yapılmaktadır.
Buna göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri
(adi, kollektif ve adi komandit şirketler dâhil)
işletmelerinde mevcut olduğu hâlde
kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat
ve demirbaşların kendilerince veya bağlı
oldukları meslek kuruluşlarınca tespit edilecek
rayiç bedeliyle, Kanunda öngörülen süre
içinde vergi dairelerine bir envanter listesi ile bildirmek
suretiyle defterlerine kaydedebileceklerdir.
Bu suretle gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerinin
yasal kayıtlarının gerçek durumu
yansıtır bir hale getirilmesi hedeflenmektedir.
Bilanço esasına göre defler tutan mükellefler
aktiflerine kaydettikleri emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşlar için iki ayrı karşılık
hesabı açacaklardır. Emtia için
ayrılan karşılık, ortaklara
dağıtılması veya işletmenin tasfiyesi
hâlinde sermayenin bir unsuru olarak sayılmakta ve
dolayısıyla vergilendirilmemektedir. Makine,
teçhizat ve demirbaşlar için ayrılan
karşılıklar ise birikmiş amortisman olarak
kabul edilmektedir. Envantere dâhil edilen bu kıymetler
üzerinden ayrıca amortisman ayrılmayacaktır.
İşletme hesabı esasına göre defler tutan
mükellefler ise emtianın rayiç bedelini
defterlerinin gider kısmına satın alınan mal
olarak, makine, teçhizat ve demirbaşların
rayiç bedelini ise envantere kaydedeceklerdir.
Mükelleflerin ellerinde bulunan belgesiz malların
kayıt altına alınması, kayıt
dışı ekonominin daraltılması ve bundan
böyle yaratılacak katma değer vergisinin
kavranması amacıyla, bildirim konusu mallar için
katma değer vergisi hesaplatılmakta ve bu verginin,
sorumlu sıfatıyla beyan sağlanmaktadır. Bu
madde çerçevesinde beyan edilerek makine,
teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen
katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tâbi
faaliyetleri üzerinden hesaplanan vergiden indirilmesi
mümkün değildir. Ancak emtia üzerinden
ödenen katma değer vergisi, hesaplanan katma değer
vergisinden indirilebilecek fakat iadeye konu edilemeyecektir.
Ayrıca özel tüketim vergisine tabi mallan
öngörülen düzenleme kapsamında beyan eden
ve bu mallara ilişkin alış belgelerini ibraz
edemeyen mükelleflerin, beyan tarihindeki miktar ve emsal
bedel üzerinden hesaplanan özel tüketim vergilerini
de katma değer vergisine ilişkin beyanname verme
süresi içinde ayrı bir beyanname ile beyan ederek
ödemesi amaçlanmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasıyla, gelir veya kurumlar
vergisi mükelleflerinin kayıtlarının daha
sağlıklı hale getirilebilmesi için
kayıtlarında yer aldığı hâlde
gerçekte mevcut olmayan emtia, makine, teçhizat ve
demirbaşlarını fatura düzenlemek ve her
türlü vergisel yükümlülüklerini
yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal
ettirebilmelerine imkân sağlanmaktadır.
Diğer bir anlatımla, faturalı olarak
alınıp kayıtlara geçen ancak belge
düzenlenmeksizin satılan bu gibi kıymetlerin halen
işletme kayıtlarında gözükmesi nedeniyle
oluşan gerçek dışılık, fatura
düzenlenerek kayıt ve beyanlara bu kıymetlere ait
hasılat olarak intikal ettirilmesi sağlanmak suretiyle
düzeltilmektedir. Faturalama işlemi, emtialar
bakımından kayıtlarda yer alan maliyete, bu maliyete
aynı neviden mallara ilişkin cari yıl
kayıtlarına göre tespit edilen gayri safî
kâr oranının uygulanması suretiyle bulunan
tutarın eklenmesi suretiyle yapılacaktır.
Gayri safı kâr oranının, cari yıl
kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde,
mükellefin bağlı olduğu meslek
odasının belirleyeceği oran esas
alınacaktır. Makine, teçhizat ve demirbaşlar
bakımından ise mükelleflerin kendilerince veya
bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit
edilecek rayiç bedelleri dikkate alınmak suretiyle
ilgili kıymetlere ilişkin kayıt ve beyanlar
yapılacaktır. Bu fıkra hükmünden
yararlanmak isteyen mükelleflerin, bu Kanunda belirtilen
süre içinde faturalama işlemini yapmaları ve
bu faturaları yasal kayıtlarına intikal ettirmeleri
gerekmektedir. Bu fıkra hükmünün
uygulanmasına ilişkin olarak geçmişe
yönelik ceza ve faiz uygulanmayacaktır. Yasal
kayıtlara intikal ettirilen tutarlar, cari yıl gelir
vergisi veya kurumlar vergisi matrahının hesabında
dikkate alınacaktır. Ayrıca, bu tutarlar ilgili
dönem katma değer vergisi beyannamesinde beyan
edilecektir.
Maddenin üçüncü fıkrasıyla,
bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi
mükelleflerinin, 31/12/2022 tarihi itibarıyla
bilançolarında görülmekle birlikte
işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ile
ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile
ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net
alacak tutarlarını, maddede öngörülen
süre ve şekilde vergi dairelerine beyan etmek suretiyle
kayıtlarını düzeltebilmelerine imkân
sağlanmaktadır. Bu kapsamda beyan edilen tutarlar
üzerinden %3 oranında verginin hesaplanarak beyanname
verme süresi içinde ödenmesi
şarttır.
Bilgilerinize sunulur.
Teklifin yasalaşması akabinde ayrıntılı
duyuru yapılacaktır.
The content of this article is intended to provide a general
guide to the subject matter. Specialist advice should be sought
about your specific circumstances.
[ad_2]
Source link